Agar, deniz kökenli bir polisakkarit olup kırmızı alglerden elde edilir. Özellikle Gracilaria ve Gelidium türlerinden üretilen bu madde, jel oluşturma özelliği sayesinde pek çok farklı alanda kullanılmaktadır. Genellikle toz formunda satışa sunulur ve sıvı içinde çözündüğünde yarı saydam bir jel oluşturur. Hem endüstriyel hem de laboratuvar bazlı çalışmalarda yaygın bir kullanım alanına sahiptir.
Agar üretimi, deniz yosunlarının temizlenip kaynatılmasıyla başlar. Elde edilen ekstrakt daha sonra dondurulup kurutularak toz haline getirilir. Bu işlem sırasında doğal yapısı korunur. Jel özelliğini kazandıran ana bileşen, agaroz ve agaropektin isimli iki farklı molekülden oluşur. Söz konusu bileşikler, jel formunun dayanıklılığı ve esnekliği üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Üretim esnasında kullanılan hiçbir madde sentetik değildir. Bu da agarı bitkisel kaynaklı bir jel alternatifine dönüştürür. Hayvansal içerik kullanmak istemeyenler için önemli bir çözüm sunar.
Agar ve jelatin, her ne kadar benzer işlevlere sahip olsalar da kaynak ve özellik açısından belirgin şekilde ayrılır. Jelatin hayvansal dokulardan elde edilirken agar tamamen bitkisel kaynaklıdır. Bu yönüyle vegan ve vejetaryen kullanımına uygundur.
Bir başka farklılık ise çözünme ve jelleşme sıcaklıklarıdır. Jelatin yaklaşık 25-30 derecede çözülürken agar 85-90 derece arasında sıvı hale gelir ve soğudukça hızla jelleşir. Bu fark, laboratuvar ortamlarında tercih sebebi olabilir. Agar daha stabil bir yapı sunduğu için mikroorganizma kültürlemesinde daha çok kullanılır.
Gıda sektöründe de benzer bir ayrım söz konusudur. Tatlı ve şekerlemelerde jelatin yerine agar kullanılarak bitkisel içerikli ürünler hazırlanabilir. Bu tercihler hem raf ömrü hem de ürünün sunum özelliklerini olumlu etkiler.
Agar agar tozu, çözünürlüğü yüksek bir yapıya sahiptir. Su, süt ya da meyve suları içinde kolayca çözünerek istenen kıvamı verir. Toz formu sayesinde dozaj kontrolü kolaydır. En çok kullanım alanı bulan sektörler şunlardır:
· Mikrobiyoloji: Besiyeri üretiminde jel ortamı sağlamak amacıyla
· Gıda Üretimi: Tatlılar, reçeller, pudingler
· Kozmetik: Maske ve krem içeriklerinde kıvam arttırıcı olarak
· Moleküler Gastronomi: Yüksek görsel etki yaratan tabak sunumlarında
· İlaç Endüstrisi: Kapsül içeriğinde taşıyıcı madde göreviyle
Her kullanım alanında, agar agarın su tutma kapasitesi ve jel dayanımı öne çıkar. Isı karşısında formunu koruması, raf koşullarına dirençli ürünler geliştirilmesine olanak tanır.
Agar, bitkisel içerikli olması sayesinde yalnızca gıda değil, laboratuvar uygulamalarında da tercih edilir. Etik üretim kriterlerine önem veren kurumlar için idealdir. Hayvansal üretimden kaynaklı enfeksiyon riski bulunmadığı için steril koşullarda çalışılan ortamlarda güvenle kullanılabilir. Toz formda üretildiğinden uzun süre saklanabilir. Kapalı ambalajda nemden uzak tutulduğu sürece fiziksel yapısını korur. Böylece stok maliyeti düşük, kullanım ömrü yüksek bir çözüme dönüşür.
Agarın en dikkat çekici özelliği, düşük oranda kullanıldığında bile güçlü bir jel yapısı oluşturmasıdır. Bir litre sıvıya yalnızca birkaç gram eklenmesi yeterlidir. Oluşan jel, bozulmadan uzun süre formunu korur. Bu yapı, sıcaklık değişimlerine karşı da dirençlidir.
Jelatinle kıyaslandığında daha sert bir yapı sağlar. Bu da kesilebilir, şekil verilebilir gıda ürünleri hazırlanmasını kolaylaştırır. Moleküler yapısı sayesinde çözülme sırasında sıvıyı yeniden emmez. Bu sayede son üründe sulanma ya da doku bozulması yaşanmaz.
Agar, mikrobiyolojik testlerin temelini oluşturan besiyerlerinin hazırlanmasında da kullanılır. Bu alanda, steril ortamda mikroorganizma üremesi için gereken jelin oluşturulması şarttır. Hazırlanan agar tabanları, bakteri ya da mantar türlerinin gözlenmesi için uygun zemin sağlar.
Endüstriyel üretimde ise katkı maddesi olarak işlev görür. İçerik etiketlerinde E406 koduyla yer alır. Kullanıldığı ürünlerde akışkanlığı dengeleyerek ürün stabilitesini artırır. Aynı zamanda şeffaf yapısı ile son ürünün görünümünü etkilemez.