Laboratuvar ortamlarında kullanılan her malzeme, ölçüm hassasiyetinden deney güvenliğine kadar birçok sürecin temelini oluşturur. Bu nedenle üretim süreçlerinde hata payına yer yoktur. Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren laboratuvar malzemeleri üreticileri, ulusal ve uluslararası kalite standartlarına uygun biçimde üretim yapmakta ve kamu ihalelerinde yer almak üzere gerekli belgelendirme süreçlerini tamamlamaktadır.
Laboratuvar malzemeleri üretimi kalıba dökme işlemiyle sınırlı değildir. İlk adım, kullanım amacına uygun işlevsel bir tasarımla başlar. Numune tüpleri, cam balonlar, pipetler, tartım kapları veya plastik sarf malzemelerinin her biri, kullanım türüne göre farklı boyutlarda ve özelliklerde planlanır. Kullanılan ham madde seçiminde kimyasal tepkimelere karşı direnç, sıcaklık toleransı ve yüzey temizliği gibi teknik parametreler belirleyici olur.
Geliştirilen prototipler laboratuvar ortamlarında test edilir. Bu süreçte malzemenin sızdırmazlığı, yüzey pürüzsüzlüğü ve dayanım değeri analiz edilir. Ar-Ge birimleri yalnızca yeni ürün geliştirmekle kalmaz. Aynı zamanda mevcut ürünlerin fonksiyonlarını artırmak amacıyla da sürekli iyileştirme çalışmaları yürütür.
Günümüzde malzeme üretimi, yüksek hassasiyetli enjeksiyon makineleri, otomatik cam şekillendirme üniteleri ve kalibrasyon destekli kalite kontrol cihazlarıyla yürütülür. Plastik bazlı ürünlerde polipropilen ya da polietilen kullanımı yaygındır. Bu ham maddeler enjeksiyon kalıplarında şekillendirilerek yüksek ısıya dayanıklı hale getirilir. Cam ürünlerde ise borosilikat cam, termal şoklara karşı gösterdiği direnç nedeniyle öne çıkar.
Üretim hattında, her bir ürün belirlenen ölçülere göre üretilir ve kalibrasyon kontrolleri sağlanır. Hatalı üretimler anında ayrılır. Bu sayede son kullanıcıya ulaşan her ürün aynı standartta olur.
Üretici firmalar, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi başta olmak üzere birçok teknik sertifikaya sahiptir. Kamuya yapılan malzeme tedariklerinde ise ISO Sertifikası 13485 (medikal cihazlar için kalite yönetimi) ve CE sertifikaları aranır. Bu belgeler, ürünlerin uluslararası geçerliliğe sahip olduğunun da göstergesidir.
Kalite kontrol aşamasında sadece ölçü ve işlev değil, malzemenin kimyasal tepkimeye karşı göstereceği davranış da test edilir. Bir tüp içerisindeki örneğin, malzemenin iç yüzeyiyle teması sırasında analiz sonuçlarını etkilememesi gerekir. Bu nedenle yüzey pürüzlülüğü, sterilizasyon direnci ve hacim doğruluğu gibi testler düzenli olarak yapılır.
Türkiye’deki birçok kamu kurumu, laboratuvar malzemelerini doğrudan üretici firmalardan temin etmektedir. Bu süreçte firmalardan hem teknik şartnamelere uygunluk hem de belirli sertifikalara sahip olması beklenir. Aklab Group gibi doğrudan üretici konumundaki tedarikçi firmalar, ihtiyaç duyulan her ürün grubunu kendi tesislerinde üretir ve mevzuata uygun biçimde piyasaya arz eder.
Ürünlerin ihaleye katılımda avantaj sağlaması için hem maliyet açısından rekabetçi hem de kalite yönünden sürdürülebilir bir yapıya sahip olması gerekir. Bu dengeyi sağlayabilen firmalar yurt dışında da çözüm ortağı haline gelir.
Aklab Group, Türkiye’nin iki farklı bölgesinde yerli üretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu sayede lojistik açıdan zaman kaybı yaşanmadan ürün tedariki sağlanır. Üretim tesislerinde farklı malzeme gruplarına yönelik bölümler bulunur. Her bir ürün tipi, kendi özel hattında üretilir ve kalite kontrol ekibi tarafından düzenli aralıklarla denetlenir.
Bu bölgesel yapılanma, üretim verimliliğini artırırken müşteri taleplerine hızlı yanıt verilmesine de imkân tanır. Özellikle ani ihtiyaçlarda ya da büyük ölçekli tedarik taleplerinde üretim süreci aksamadan devam eder.
Laboratuvar malzemeleri üretiminde geri dönüştürülebilir ham maddelere yönelim giderek artmaktadır. Tek kullanımlık ürünlerde doğaya bırakılan atık miktarını azaltmak adına biyolojik çözünebilen malzemeler üzerine çalışmalar yürütülmektedir. Aynı şekilde enerji verimli üretim hatları sayesinde çevresel etkiler azaltılmakta, karbon ayak izi hesaplamalarıyla üretim süreçleri yeniden planlanmaktadır.