PP (Polipropilen)

Kapaklı

1.5 ml

Eppendorf tüp, laboratuvarlarda sıklıkla kullanılan bir mikrosantrifüj tüpüdür. Genellikle DNA, RNA ve protein çalışmaları gibi moleküler biyoloji uygulamalarında tercih edilir. Küçük ve hafif tasarımları, çeşitli laboratuvar işlemleri için pratiklik sağlar ve genellikle farklı kapasitelere sahip olabilirler. Test tüpü ya da deney tüpü olarak da adlandırılır ve steril plastik malzemeden üretilmiştir. Plastik yapıları sayesinde, çeşitli kimyasal ve biyolojik reaksiyonlara karşı oldukça dayanıklıdırlar. Ayrıca, tüplerin iç yüzeyleri genellikle düşük bağlanma özelliklerine sahip olacak şekilde tasarlanır, bu da özellikle hassas ve yüksek kaliteli sonuçlar gerektiren analizlerde kullanımını ideal kılar.

Eppendorf Tüp Nedir?

Eppendorf tüpü, laboratuvarlarda yaygın olarak kullanılan küçük kapasiteli bir mikrosantrifüj tüpüdür. Genellikle biyolojik ve kimyasal numunelerin işlenmesi ve saklanması için özel olarak tasarlanmıştır. Tüpler, çeşitli bilimsel araştırmalar ile laboratuvar uygulamalarında yüksek hassasiyet ve güvenilirlik sunar. Üretiminde genellikle polipropilen gibi yüksek kaliteli plastikler kullanılır. Bu plastikler, kimyasal ve biyolojik etkenlere karşı oldukça dayanıklıdırlar. Dayanıklı yapıları sayesinde tüplerin içerisinde bulunan numuneler, dış etkenlerden korunarak güvenli bir şekilde saklanabilir.

Eppendorf Tüp Ne İçin Kullanılır?

Laboratuvarlarda çeşitli uygulamalar için kullanılan pratik ve güvenilir araçlardır. Genellikle biyolojik ve kimyasal numunelerin işlenmesi ve saklanması amacıyla kullanılan bu tüpün çeşitleri özellikle, moleküler biyoloji ve genetik araştırmalarında, DNA ve RNA izolasyonu, PCR ve diğer genetik analizlerde yaygın olarak tercih edilirler. Tüplerin küçük kapasiteleri, numunelerin az miktarlarını kullanarak yüksek hassasiyetle çalışılmasına olanak sağlar.

Eppendorf tüpler ayrıca, protein çalışmaları ve hücresel analizlerde de sıklıkla kullanılır. Özellikle proteinlerin çözelti halinde hazırlanması, saklanması veya ayrıştırılması gereken durumlarda araştırmacılara büyük bir kolaylık sağlar. Proteinlerin çözünürlük testleri, saflaştırma süreçleri ve diğer biyokimyasal deneylerde kullanıldığında, sahip oldukları düşük bağlanma özellikleri ile numunelerin kaybını minimum düzeye indirirken sonuçların güvenilirliğini de artırır.